Sevgili okur, günün yazısı bu sefer bir şiir. Elimden geldiğince neden yazdığımı anlatmaya çalıştım. Yazarken bir baktım, kelimeler bu şekilde sıralanmak istiyor. Umarım sever beğenirsin. Bazen bir satır bize tutunur bizimle kalır, izin verirsen buradan da bir cümle seninle kalsın.
***
İÇİMDEKİ BALİNA
El yazından bile nefret ettiğin,
Ama yazmak zorunda olduğun,
Yorgun bir balina gibi
Kıyıya vurduğun,
Hiçbir şeyin seni daha iyi hissettiremediği,
Ellerinin düşüncelerine yetişemediği
Ah işte o günü yaşıyorsun.
Ve bu sözlerimin bile anlaşılmayacağı
Endişesini taşısam da
Dinle,
Hayallerin sana 10 beden büyük geldiği zaman,
Sanki tüm dünya seni yeteneksiz, yüzeysel ve amaçsız
buluyormuş gibi hissediyorsan,
Artık denemekten yoruldum bile diyemiyorsan
Çünkü denemekten zaten korkuyorsan,
Ve her şey yapılmış ve başarılmış gibi geliyorsa
Neden olmasın belki de öyledir?
Dinle, şu ufak kelime hazinenle dahi
Söyleyeceklerin olabilir ve
tüm hayatın boyunca bir tek kişi bile okuyacak olsa
o satırlar yazılmaya değerdir.
Sen kendin için yaz,
Bakarsın bir gün o kelimelerde biri kendini bulur.
Belki çok uzak bir diyarda, belki paralel bir evrende veya başka bir ülke ya da şehirde
Kelimelerin duyulur ve birinin yarasına merhem olur.
Başkalarının acılarına tanıklık ederken,
Kendi acılarımızı daha iyi anlarız.
Kendi acılarımızı daha iyi anlayınca,
Başkalarının acılarına merhamet duymayı öğreniriz.
Başkalarının acılarına merhamet duymayı öğrendiğimizde,
tanıklık etmeyi bırakıp gerçekten yardım etmeye başlayabiliriz.
Daire tamamlandığında,
Bu balina son nefesini verirken bu kıyıda,
Acısına tanıklık etmeye değil, merhamet göstermeye gelecek
bir insanlık olması umuduyla.
E. / Mayıs 2020
No Comments